21 Temmuz 2007 Cumartesi

Ülkemizdeki Özel Müzeler

Kamu Kurum ve Kuruluşları, gerçek ve tüzel kişilerle vakıfların kendi hizmet konuları veya amaçlarını gerçekleştirmeleri için başvurmaları halinde özel müze açmalarına izin verilmektedir.

Özel Müze kurma isteklerini konu alan başvurular 2863 sayılı Kanun ve buna bağlı çıkarılan "Özel Müzeler ve Denetimleri Hakkında Yönetmelik" hükümleri doğrultusunda incelenmekte, müzenin yeterli nitelik ve nicelikte bulunması ve sürekli hizmet vermesi hususları dikkate alınarak değerlendirilmektedir.

Gerçek ve tüzel kişilerce kurulacak müzeler, Bakanlığımızın izin belgesinde belirlenen konu alanlarına ilişkin taşınır kültür varlığı bulundurabilir ve teşhir edebilirler. Bu müzelerde taşınır kültür varlıklarının korunması devlet müzeleri statüsündedir.

Genel Müdürlüğümüzün denetiminde 97 adet özel müze bulunmaktadır.




Ankara'da ki bazı Özel Müzelerimiz

ANKARA A.O.Ç.Atatürk Evi Müzesi

ANKARA Beypazarı Tarih ve Kültür Müzesi

ANKARA Çankaya Atatürk Müze Köşkü

ANKARA Eğit-Der Eğitim Müzesi

ANKARA G.Ü.Mesleki Eğitim Fakültesi Müzesi

ANKARA Mehmet Akif Ersoy Müzesi (Hacettepe Üniversitesi)

Kolleksiyonculuk Yapabilmek

Zengin bir tarihi kültüre sahip olan Anadolu toprakları tabiri caizse kazma vurulan her yerden tarih fışkırmaktadır. Bu da ülkemizin tarihi sömürüye maruz kalmasına sebep olmaktadır. Her ne kadar eksikte olsa definecilik merakımızı giderebilmek için yasalarla belli imkanlar verilmiştir. Bizler bu yasaları kullanarak kolleksiyonculuk yaparsak hem ülkemizin sahip olduğu tarihi güzellikleri sahiplenmiş olur hemde gelecek nesillere kültürel manada bırakabilecek emsalsiz bir mirazsımız olmuş olur.
Yetersiz olan yasalar her ne kadar yasadışı definecilik yapmaya teşvik etsede biz yasal yolları kullanarak hem sahip olduğumuz tarihi dokuyu zedelemeyelim hem de bizden sonraki nesillere sahibi olacağı zengin geçmiş tarihi koruma ve araştırma bilincini aşılayabilelim. Şöyleki geçmişini bilmeyen sahip olduğu tarihi dokuyu koruyamayan bilime değer vermeyen her toplum yok olmaya mahkum olmuştur. Bulduğumuz veya bulacağımız her bir tarihi eseri sadece günlük ihtiyaçlarımızı karşılayabilmek amacıyla sattığımız vakit bilmeliyizki geçmişimizi satıp, gelecek nesillerimizide şimdiden yok etmiş olacağız.
Günümüzde vede geçmişte bulunduğu çağın en ileri seviyesinde olan bütün kültürler sayısal ilmin yanında daha çok sosyal ilme önem vererek geçmişteki örneklerinden ders çıkararak kendinden sonraki kuşaklara sahip çıkma ve koruma bilinciyle beraber aktararak ilerleyebilmiştir. Şimdi bu bilince neden biz sahip çıkmayalım ve neden ilerleyen medeniyet biz olmayalım.Unutmayalımki bu ülkenin gerçek sahipleri ve koruyucuları olan biz vatandaşlar bu bilinci kendimizden sonraki geleceğe aktarabilirsek imkansız gibi görünen hak ve hürriyetlere sahip ilerleyen, araştıran, gelişen büyük bir medeniyete sahip olabiliriz.
Kolleksiyonculuk yapmak isteyen gerçek ve tüzel her kurum veya kişi Kültür ve Turizm Bakanlığından korunması gerekli taşınır kültür varlıklarından alacağı izinle kolleksiyon oluşturabilir ve ''Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıkları Kolleksiyonculuğu ve Denetimi Hakkında Yönetmelik" gereğince taşınır kültür varlığını envanter defterine kaydettirmek ve ilgili müzeye tescil ettirip 15 gün önceden bakanlığa bilgi vermek şartıyla kendi aralarında değiştirebilir ve satabilirler. Şu anda da bakanlığa bağlı 1533 adet bu faaliyetlerden yararlanabilen kolleksiyoncu bulunmaktadır.

Aşağıdaki yönetmelik Kültür ve Turizm Bakanlığı sitesinden alınmıştır.
Korunması Gerekli Taşınır
Kültür ve Tabiat Varlıkları Koleksiyonculuğu ve Denetimi Hakkında Yönetmelik

Amaç
Madde 1- Bu Yönetmeliğin amacı, korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıklarına sahip olanlar ile koleksiyoncuların uymaları zorunlu esasları ve bunların gözetim ve denetim ilkelerini belirlemektir.

Kapsam
Madde 2- Bu yönetmelik, korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıklarına sahip olanlar ile koleksiyoncuların uyması gerekli işlemlerin esaslarını ve bunların hak ve sorumluluklarını kapsar.

Dayanak
Madde 3- Bu yönetmelik 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunun 24, 26, 30 ve 33 üncü maddeleri ile geçici 2 inci maddesi gereğince hazırlanmıştır.

Tanımlar ve Kısaltmalar
Madde 4- Bu yönetmelikte geçen:

“Bakanlık”, Kültür ve Turizm Bakanlığını,

“Müze” Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğüne bağlı müzeleri,

“Koleksiyon”; belirli bir sistem içinde sınıflandırılarak belirli şartlarda, belirli bir yerde saklanan korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıklarından oluşan grubu,

“Koleksiyoncu”; koruma, değerlendirme, yarar sağlama ve merakı tatmin amacıyla korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıklarının koleksiyonunu yapan veya yapacak olan kişi veya kuruluşları, ifade eder.

Başvuru
Madde 5- Taşınır Kültür ve tabiat varlıkları koleksiyonculuğu yapmak isteyenler en yakın müze müdürlüğüne yazılı olarak başvururlar. Bu başvuruya aşağıdaki belgeler eklenir.

a) Nüfus hüviyet cüzdanı örneği,

b) İkametgah belgesi,

c) Eski eser kaçakçılığı, kaçak kazı veya gizli define arayıcılığı gibi suçlardan hükümlü olmadığına dair Cumhuriyet Savcılığından alınacak belge,

d) Üç adet vesikalık fotoğraf,

e) Koleksiyonun bulundurulacağı yerin adresi,

f) Varsa ellerinde bulunan eserlerin adını ve cinsini belirtir bir liste,

g) Tüzel kişilerden ise, e ve f fıkralarında belirtilen belgeler ile yetkili kurullarından alınan karar veya onay.

Bu başvuru üzerine Müze Müdürlüğü ihtisas elemanlarına, koleksiyonun bulunduğu veya bulundurulacağı yerin eserlerin sağlıklı bir şekilde muhafazasına uygun olup olmadığı ve her türlü güvenlik tedbirlerinin alınıp alınmadığı hususlarını inceletir. İnceleme sonucu olumlu bulunduğu takdirde Müze Müdürlüğünce izin belgesi verilir. Verilen belgenin bir nüshası Bakanlığa gönderilir.

Yer Değiştirme
Madde 6- Koleksiyoncular eserlerini belgelerinde gösterilen yerin dışında bulunduramaz veya depo meydana getiremezler. Koleksiyonların yerini değiştirmek isteyenler, yeni yerlerini bağlı oldukları müze müdürlüğüne yazı ile bildirerek izin isterler. Müze müdürlüğünün izni olmadan yer değişikliği yapılamaz.

Sergileme
Madde 7- Koleksiyoncular koleksiyonlarını Müze müdürlüğünün izni ile yurt içinde belgelerinde belirtilen yer dışında sergileyebilirler. Sergileme süresi müze müdürlüğünce belirlenir. Serginin her türlü güvenliğinden koleksiyoncu sorumludur.

Yurt Dışından koleksiyon Getirme
Madde 8- Yurt dışından koleksiyon getirmek serbesttir. Kültür ve tabiat varlıklarından oluşan koleksiyon getirenler, varlıkların her birinin niteliklerini belirten fotoğraflı envanter listesini girişlerinde beyan etmek ve bu listenin bir nüshasını Bakanlığa vermek zorundadırlar. Bu şekilde giren varlıklar beyan listesine uygun olarak yurt dışına çıkarılabilir.

Türkiye’de 2863 sayılı Kanun hükümlerine göre korunması gerekli kültür ve tabiat varlıkları edinenler bunlar yurt dışına çıkaramazlar.

Yurt dışından getirilen koleksiyonlar yalnız devlet müzelerine veya amacına uygun bir müze varsa bu müzeye satılabilir veya devlet müzelerine bağışlanabilir. Başka türlü satışlar yasaktır.

Koleksiyonculuktan Vazgeçme
Madde 9- Bu yönetmelik hükümlerine göre, koleksiyonculuktan vazgeçmek isteyenler, kontrol yönünden bağlı oldukları müze müdürlüğüne yazı ile başvurarak müzelik değerdeki kültür varlıklarının bağış veya satış yoluyla devlet müzelerine mal edilmesini isteyebilirler. Satın alınması uygun görülenler, usulüne göre takdir edilecek bedel karşılığında müzelere alınırlar.

Müzelerce satın alınmayan taşınır kültür ve tabiat varlıkları başka koleksiyonculara satılabilir veya devredilebilir.

Envanter Kaydı
Madde 10- Koleksiyoncular, koleksiyonlarına dahil eserleri müze müdürlüğünce verilecek iki nüsha envanter defterine müze uzmanlarının gözetimi altında kaydederler. Eserlerin sahiplerince usulüne uygun şekilde çektirdikleri fotoğraflarını da ihtiva eden bu envanter defterinin bir nüshası müzede saklanır. Koleksiyona sonradan ilave edilen eserler en geç bir ay içinde her iki nüshaya usulüne uygun olarak kaydedilir.

Veraset Yoluyla İntikal
Madde 11- Koleksiyonculuk yapan şahsın ölümü halinde koleksiyon varislerine intikal eder.

Varisler koleksiyonculuğa devam etmek istedikleri takdirde bu yönetmelik esaslarına göre yeniden izin almak zorundadırlar. Koleksiyon varisler arasında taksim edilebilir. Taksim sırasında eserlerin bütünlüğü bozulamaz, birbirini tamamlayan eserlerden oluşan takımlar bölünemez.

Koleksiyonculuğa devam etmek istemeyen varislerin ellerindeki varlıkların satış veya devirleri bu yönetmelik hükümlerine göre yapılır.

El Değiştirme
Madde 12- Koleksiyoncular, ilgili müzeye tescil ettirerek koleksiyonlarındaki her türlü eseri on beş gün önce en yakın müze müdürlüğüne haber vermek şartı ile kendi aralarında değiştirebilir veya satabilir. Satın almada öncelik Bakanlığa aittir.

Kamu kurumu ve kuruluşları ( Belediyeler ve İl özel idareleri, dahil), vakıflar gerçek ve tüzel kişiler satacakları eşya ve terekeler arasında bulunan veya yapacakları müzayedelerdeki satışlara konu olan koleksiyonları, önce Devlet müzelerine haber vermeye ve göstermeye mecburdurlar. Kültür Bakanlığı, koleksiyonları kuracağı komisyonun takdir edeceği bedel üzerinden satın alabilir. Bunlardan hazineye intikal etmiş olup da müze koleksiyonlarına girmesi lüzumlu görülenler, Devlet Ayniyat Yönetmeliği hükümlerine göre, Kültür Bakanlığına devrolunur.

İkinci fıkrada sözü edilen, kamu kurumu ve kuruluşları, vakıflar, gerçek ve tüzel kişiler satacakları eşya ve terekeler arasında bulunan veya yapacakları müzayedelerdeki satışlara konu olan askeri tarihimize ait silah ve askeri malzeme koleksiyonlarını Genelkurmay Başkanlığına haber vermeye ve göstermeye mecburdurlar. Bu kültür varlıklarından hazineye intikal etmiş olup askeri müzelerin koleksiyonlarına girmesi lüzumlu görülenler Devlet Ayniyat Yönetmeliği hükümlerine göre Milli Savunma Bakanlığına devrolunurlar.

Denetim ve Gözetim
Madde 13- Koleksiyonlar, Bakanlıkça görevlendirilecek elemanlar ile ilgili müze yönetici veya görevlendireceği uzmanlar tarafından, yılda bir defadan az olmamak üzere denetlenir. Bu denetlemelerde, eserlerin sağlığı ve güvenliği ile ilgili tedbirlerin alınıp alınmadığı, envanter defterine kaydedilmeyen eser bulunup bulunmadığı ve koleksiyonda noksanlık olup olmadığı gibi hususlar incelenir. Denetleme raporunun bir nüshası koleksiyoncuya verilir, bir nüshası ilgili müzede saklanır. Bir nüshası Bakanlığa gönderilir.

Sahiplerinde Bırakılan Kültür Varlıkları
Madde 14 - (Değişik: 18.05.1998 - 23346 S.R.G Yön) 2863 sayılı Kanunun 4. maddesine göre Bakanlığa bildirilen taşınır kültür ve tabiat varlıkları ile Kanunun değişik 23 üncü maddesinde belirlenen korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıkları, Kanunun 25 inci maddesine istinaden Bakanlıkça bilimsel esaslara göre tasnif ve tescile tabi tutulurlar. Bunlardan Devlet müzelerinde bulunması gerekli görülenler 13,8.1984 tarihli ve 18488 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıklarının Tasnifi, Tescil ve Müzelere Alınmaları Hakkında Yönetmelik" hükümlerine göre müzelere alınırlar.

Müzelerce tasnif ve tescil dışı bırakılanlar ile tescile tabi olup da müzelere alınması gerekli görülmeyen taşınır kültür varlıkları, örneği Ek - 1 ve Ek - 2'de yer alan belgelerin düzenlenmesini müteakip sahiplerine iade edilirler. Bu iş ve işlemlerle ilgili masraflar sahibine aittir. Bu tür kültür varlıklarından tescile tabi olanlar Bakanlıkça kontrol edilir ve Müzelerin izni olmadan el değişikliği yapılamaz.

Milli Mücadele ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi ve Atatürk'e ait korunması gerekli taşınır kültür varlıklarından Bakanlık, Milli Savunma Bakanlığı veya Atatürk Kültür Dil ve tarih Yüksek Kurumunca satın alınmayanlar Bakanlığın tescil ve kontrolüne tabidirler.

Kaldırılan Hükümler
Madde 15 - 10 Temmuz 1973 gün ve 14590 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "Eski Eser Koleksiyonu Yapanlara ait Yönetmelik" ve değişiklikleri yürürlükten kaldırılmıştır.

Ek ve Geçici Maddeler
Ek Madde 1 - (Ek: 18.5.1998 - 23346 S.R.G. Yön) Koleksiyonculuk izin belgesi aşağıdaki hallerde iptal edilir:

a) (Değişik bend: 15/12/2004-25671 S.R.G. Yön/1.mad) Koleksiyonda belgesiz kültür ve tabiat varlığının bulunduğunun tespit edilmesi.

b) Koleksiyonda yer alan kültür ve tabiat varlığının tahribi, kaybı ve çalınması ile ilgili belge ibraz edilmemesi ve en geç bir ay içinde ilgili müze müdürlüğüne bildirilmemesi,

c) Bir yıl içerisinde koleksiyonculuk faaliyetlerine başlanmaması,

d) İlgili müzenin haberi olmadan koleksiyonda yer alan herhangi bir kültür ve tabiat varlığının yer ve el değiştirmesi veya depolanması,

e) Koleksiyoncunun kültür ve tabiat varlığı kaçakçılığı suçundan hüküm giymesi,

f) Denetimler sonunda koleksiyonun sağlığı ve güvenliği konusunda önerilen önlemlerin verilen süre içinde yapılamaması,

g) Koleksiyoncunun haber verildiği halde ikametgah adresinde bulunmaması, tekrar denetimin yapılacağı tarihin kendisine bildirilmesine rağmen, ikinci kez ikametgahında bulunmayıp kasıtlı olarak denetim ve gözetime engel olması,
hallerinde koleksiyon izin belgesi Bakanlık makamınca iptal edilir ve bir ay içinde ilgili müze müdürlüğüne ve emniyet müdürlüğüne bildirilir. Koleksiyon izin belgesi iptal edilenler Bakanlıkça müzelere bildirilir.

Koleksiyon izin belgesinin iptali sonucu gerekli kanuni işlemler yapılır. Müze müdürlüğünce alınması uygun görülen kültür ve tabiat varlıkları usulüne göre takdir edilecek bedel üzerinden satın alınır.

Koleksiyon izin belgesi iptal edilenler, belgeli de olsa yeni bir kültür varlığı satın alamazlar. Müracaatları halinde bunlara yeniden koleksiyon izin belgesi verilmez.

Koleksiyoncu hakkında herhangi bir nedenle idari veya adli takibata başlanılması halinde koleksiyonculuk faaliyetleri tahkikat sonuna kadar geçici olarak durdurulur. Tahkikat sonucuna göre işlem yapılır.

Geçici Madde 1 - Bu yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce alınmış olan koleksiyoncu izin belgeleri geçerlidir.

Geçici Madde 2 - 2863 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesinde anılan üç aylık süre bu yönetmeliğin yürürlük tarihinden itibaren başlar.

Yürürlük
Madde 16 - Bu Yönetmelik yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer.

Yürütme
Madde 17 - Bu Yönetmeliği Kültür ve Turizm Bakanı yürütür.

20 Temmuz 2007 Cuma

Mezar Hediyeleri

İnsanoğlu var olduğundan beri ölüm sonrası bir hayata inanmıştır.Bu inançta ister istemez insanların bütün dünya görüşlerini sosyal,ticari ve dini alanlarda etkilemiştir.Bunu mimari yapılarda;sosyal tesisler, yaşanılan ev, dini merkezler ve mezar yapılarında görmekteyiz.Günümüze hiç zarar görmeden gelen Mısır piramitleri Anadoluda yükseklikleri 50 metreye ulaşan tümülüslerde ulaşılması güç sarp kayalıklardaki kaya mezarlarında ve basit mezarlarda yapılan kazılarda bunun örneklerini görmekteyiz.
Biz bu başlık altında Anadoludaki ölü gömme gelnekleri içerisindeki hediyeleri ele alacağız.Anadolu toprakları sürekli bir geçiş yolu olduğu ve çok farklı kültürlere ev sahipliği yaptığı için çeşit bakımından zengin bir geçmişe sahiptir.Çok ayrıntılı anlatılabilecek bir konu değildir çünkü anlatmakla zaten bu sayfalara sığmayacak kadar geniş bir konu.aynı zamanda bu konu anlatılırken fotoğraf ve çizimlerle desteklenmesi gereken bir konu.İleriki zamanlarda kuracağımız fotğraf galerisinde çok geniş bir bölümle bu konuyu ayrıntılı ele alacağız.
Anadoluda her kültürün kendine ait bu konuda farklı bir geleneği olmuştur.Buda Anadoluyu bu yönden zengin kılmıştır.Farklılıklar genelde ayrıntılarda kalmıştır kabaca ele alındığında bütün kültürlerin ortak özellikleri olmuştur.Bizde bu ortak yönleri ele alacağız.
İlk çağlardan beri ölüm sonrası hayata inanıldığı için ceset mezara konulduğunda beraberinde seramik kaplar;su ve yemek ihtiyaçlarını gidermesi için, kadınsa ayna takı toka ve ona ait sağ iken kullandığı özel eşyaları, erkek ise bir kılıç savaşçı bir erkekse kılıcın yanında kendine ait atı, zırhı ve diğer eşyalarıda konuluyordu.Mezarlar dini inançlarının yanında o toplumun sosyal yaşantısı, maddi durumu, hatta mimarisi ve ilişkide bulunduğu toplumlar hakkında ve şahsın sosyal statüsü hakkındada bize bilgi sunarlar.Sade bir vatandaşın mezarında günlük ihtiyaçları karşılayan seramik kap dışında fazla bir kalıntı olmaz.Ama eğer mezar bir krala,kraliçeye veya bir soyluya aitse mimarisinden içerisindeki hediyesine, gömülüş tarzına, mezarın dış görüntüsüne kadar farklılıklar gösterir.Örneğin mezar bir krala aitse içerisindeki yemek ve su kapları altın veya gümüş olabilir, kendisine ait olan atı, zırhı diğer özel eşyalarının yanında kendine ait hazinesi bile konulabliyor.
Bu kadar değerli hediyeler barındıran kral, kraliçe ve soylu mezarlarının mezar soyguncularına karşı korunma ihtiyaçları mimari yapılarını etkilemiş ve gizlenmesi gerekliliğinide beraberinde getirmiştir.

19 Temmuz 2007 Perşembe

Defineci Hikayeleri ve Heinrich Schliemann









Define bulmak bazen iyi bir beceri bazende kuvvetli bir şans ister.Nice büyük defineler vardır yıllarca üzerinde çalışılarak belgelere dayanılarak uzun araştırmalar sonucu değilde şans eseri veya duyduğu okuduğu bir efsaneyi ciddiye alıp iz süren insanlar bulmuştur.Ve bu yüzdendir ki bir çok büyük hazineyi Avrupalılar bulup ait oldukları bölgelerden kaçırarak kendi ülkelerine götürüp sergilemişlerdir.Bu sadece bizim ülkemizin kaderi olmamış aynı kaderi komşularımız ve sanayi devrimini algılayaman zamanın teknolojisinin gerisinde kalarak sömürülmeye mahkum kalan zengin bir kültürel geçmişe sahip bütün ülkeler paylaşmıştır.
Konuyu belki biraz dağıtacak ama bu ülkenin insanları olarak elbetteki bilinçli olmamız şarttır.Bu gün gıpta ile baktığımız gelişmiş ülkeler hem kendi kültür ve geçmişlerine sahip çıkmış hem de diğer ülkelerden kaçırdıkları eserlerle müzeler kurmuş gerek turizm ile gereksede kalıntıları inceleyip geçmiş uygarlıkları çözerek bilim ile bize kendi geçmişimizi pazarlamışlardır.Almanya'nın en önemli müzelerinden biri İzmir Bergama'dan I.Dünya savaşı sırasında kaçırılan Bergama Zeus Sunağı ile kurulan Berlin Bergama Müzesi'dir.İngiltere'de çoğunluğu Mısır Medeniyetine ait eserlerle kurulmuş Brıtısh Museum Amerika'da dünyanın her tarafından getirilen eserlerle kurulan New York Metropolitan müzesi bunlardan sadece birkaç örnek.Ve bu ülkeler bunları yaparken, bize göre hayalperest olan Heinrich Schliemann gibi insanlarla yaptılar.Aslında arkeoloji biraz hayal biraz macera ve çok iyi bir bilgi birikiminin yanında güçlü seziler de isteyen bir bilimdir.

Hikayemize gelince Heinrich Schliemann Almanyalı fakir terzi bir babanın oğludur.Kitaplara merakı olan becerikli bir çocuktur.Hayatını ise okuduğu bir kitap değiştirir.Antikçağ yazarlarından Homerosun kitabı İlyada ve kitabındaki Troya kralı Agememnonun hazinesi.Kitapta büyük bir hazineden bahsedilmektedir ve herkese göre de bu basit bir masaldır. Schliemann ise bunun gerçekliğine inanmaktadır ve kitapda yazıyla bunun zaten haritası anlatılmıştır ona sadece kafasında resmetmek kalmştır.Planlarını hazırlayan hayalperest Schlimann önce Yunanistana oradanda Türkiye'ye gelerek efsanin anlatıldığı Çanakkaleye geçer.Troyanın bulunduğu bölgede hisarlık tepede kazılarına başlar.Tarih 1870 tir.Oldukça acemice ve maddi sıkıntılar içerinde 1874 e kadar kazilar devam eder.bu esnada 1873 yılında İlyada da bahsedildiği yerde Troya Hazinesi bulunmuş ve çoktan Atina'ya oradanda Berlin'e götürülmüştür.Bizede kalan Heinrich Schliemann'ın; arkeoloji adına utanç bölgesi olan amacın sadece bahsedilen hazine olduğu ve bilimsel hiçbir kaygının güdülmeden kazıldığı hisarcık tepe olmuştur.



18 Temmuz 2007 Çarşamba

SÖZLÜK




TÜMÜLÜS:Anadoluda sık görülen türkçe karşılığı yığma tepe olan krallara beylere ve zengin insanlara ait bir çeşit ölü gömme geleneğidir.

HÖYÜK:Deprem, yangın, sel gibi doğal felaketler sonucu veya savaş sonrası daha güvenli bir bölge için terkedilip zamanla üzeri toprakla örtülmüş olan eskiyerleşim yerlerine verilen ad.

SİT ALANI:Devlet tarafından koruma altına alınmış taşınmaz eski yerleşkelere ait kalıntılardır.

NÜMİZMATİK:Eski çağlara ait para yerine kullanılan tüm materyalleri inceleyen bilim dalıdır.

BOTHROS:Tapınaklara konulan adak ve hediyelerin birikmesi sonucunda yenilerine yer açmak için topluca gömüldüğü çukurlara denir.

KAYA MEZARI:Ulaşılması zor olan kayaların içine oyulmuş soylu zengin ve kralların gömüldüğü mezar tipidir.

BARTER:Antik çağda para icat edilmeden önce ticarette kullanılan bir tür alışveriş sistemi, değiş tokuş.

HURRİ İLE ŞERRİ: Hitit fırtına tanrısı Teşub'un gece gündüzü simgeleyen boğalarının adlarıdır.

İNGOT: Paranın icadından önce alışverişte kullanılan metal külçe.

AGORA: Antik çağda kullanılan üzeri kapalı koridorlar şeklinde uzanan ticaret merkezi.

GYMNASİUM: Antik çağda spor faaliyetlerinin yürtüldüğü alan.

SUNAK: İlk çağlardan beri kullanılan erken tapınak modeli, tanrıya adak adama ve dua yeri.

LİBASYON: Kurban kanını tanrıya sunmak.

ZEUS: Grek dininde baş tanrı.

HERAKLES: Daha sonradan tanrılaştırılan Grek kahramanı.

İN SİTU BULUNTU: Kazılar sırasında eserin kullanıldığı yerde bulunması.

BOULETERİON: Antik çağ belediye binası, meclis ve toplantı salonu.

HERA: Baştanrı Zeus'un karısı.

AN-TAH-ŞUM-SAR:İlk baharda yapılan hittit bayramı.

PURİLLİYAŞ:Hititlerin AN-TAH-ŞUM-SAR bayramı ile birlikte önemli bir bayramı ve bu bayramda yine ilk baharda yapılırdı.


11 Temmuz 2007 Çarşamba

Define ve definecilik nedir?



Tarihin farklı dönemlerinde yaşamış insanların kullandıkları her türlü ihtiyaç materyallerinin çeşitli sebeplerle toprak altında kalmasına define, bunların çıkarılması işleminede definecilik denir.Halk dilinde bu işi yapan kişiye defineci, malzemeye define denilirken; bilim dilinde ise definecinin karşılığı arkeolog, definenin karşılığı tarihsel kalıntıdır.
Arkeolog bu işi daha profesyonelce yaparken, defineci gösterdiği özene orantılı olarak arkeoloğa eşdeğer tutulabilir. Şu da göz önünde bulundurulmalı arkeoloji biliminin başlangıcı kolleksiyonculuk ve amatör anlamda yapılan kazılardır. İlk kolleksiyoncularda Roma imparatorluğu döneminde sarayda imparatorlar saray dışındada soylu kişilerin evlerinde biriktirdikleri nadide eserlerle başlamıştır. Tarih içerisindeki gelişiminde de yine gerek soylu kişilerin merakı gereksede insanların maddi ihtiyaçları sonucu definecilik sürekli gelişim göstermiş, bu yüzdende değerli her türlü eşya zaman içerisinde üretildiği coğrafyadan farklı bir çok mekana taşınabilmiştir. Bu sebepten dolayı defineci define aradığı zaman kültürlerin sanatsal ve sosyal gelişmini bilmesinin yanında komşularını, ilişkide bulunduğu kültürleri, ticaret yollarını, günün şartlarında deniz yoluyla ulaşabileceği her bölgeyi az çok tahmin edebilmeli.

Günümüzde toprak altından çıkan her türlü malzeme bizde heyecan uyandırdığı gibi bizden önceki toplumlardada kendi öncesi kültürlere ait malzemeler aynı heyecanı uyandırmıştır. Yer altındaki malzeme kimi zaman deprem sonrası yıkımlarda, kimi zamanda savaş sonrası daha güvenli bölgelere göç, yangın ve diğer doğal felaketler sonrası yeni yapılanmalar sebebiyle zamanla üzeri toprakla örtülmüş olup günümüze ulaşmayı başarmıştır. Define aranırken geçmişte de günümüzde de yüksek miktarda maddi değer biçilen eserler diğer günlük yaşamda kullanılan basit seramik kapkacak, duvar kalıntıları, tabletler birbirinden ayrı tutulmamalı. Unutulmamalıki arkeoloji biliminin gelişiminde kolleksiyonculuk ve definecilik merakının payı vardır.O yüzdende bulunan eserler ne olursa olsun maddi değerle değil, yok edilmemesi gereken kültürel bir değer olarak değerlendirilmelidir. Çünkü günümüzde "bacasız sanayi" olarak nitelendirilen turizm gelirlerinin önemli bir kısmını bu kalıntılar oluştururken daha da önemlisi olan tarihsel süreç içerisinde ve günümüzde gelişmiş olan kültürlerin sürekli olarak bilime değer verdikleri ve geçmişten ders çıkarıp bir sonraki nesile aktardıkça güçlü bir medeniyet olabilimişlerdir. Bizde bu zihniyetle yaklaştığımız sürece zengin bir kültüre ve
gelecek nesillerimize bırakacak parlak bir mirasa sahip olabiliriz.